Kayıtlar

Ekim, 2025 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Ders 6: Stuttgart/27 Agustos 1919 (Steiner Öğretmen Seminerleri)

Şimdiye kadar, çocukları eğitmek için gerekli olduğu ölçüde, insanı ruh açısından kavramaya çalıştık. Ancak tam bir tabloya sahip olabilmek için, insanın ruhsal, tinsel (spiritüel) ve bedensel yönlerini birbirinden ayırmalı ve her birini kendi bakış açısından ele almalıyız. İlk olarak, yaşamın en yakınında yer aldığı için, ruhu ele almayı tamamlayacağız. Zaten insanı anlamak için sempati ve antipatiyi temel kavramlar olarak kullanarak ruh üzerinde yoğunlaştığımızı fark etmiş olmalısınız. Ruhu ele aldıktan sonra doğrudan fiziksel bedene geçmek uygun olmaz; çünkü ruhsal bilimsel bakış açısından biliyoruz ki, fiziksel bedeni ancak ruh ve tin’in (spiritin) bir açığa çıkışı olarak ele alırsak anlayabiliriz. Bu nedenle, ruh hakkında oluşturduğumuz genel tabloya şimdi insanı tin (spirit) açısından ele almayı da ekleyeceğiz. Antropolojinin yaptığı gibi, yani insanın fiziksel dünyada nasıl göründüğü konusunu ancak daha sonra ele alacağız. (2) İnsanı herhangi bir açıdan anlamak istiyorsanız, her...

Ders 5: Stuttgart/26 Agustos 1919 (Steiner Öğretmen seminerleri)

Dün, iradenin insan organizmasına nasıl entegre olduğunu konuştuk. Şimdi, irade ile insan arasındaki ilişki hakkında öğrendiklerimizi kullanarak insan doğasının geri kalanına dair bir bakış elde etmek istiyoruz. (2) Şu ana kadar, insanı ele alışımın çoğunlukla iki etkinlik üzerine odaklandığını fark etmiş olabilirsiniz: zihinsel/bilişsel etkinlikler ve irade etkinlikleri. Düşünmenin sinir sistemiyle, irade gücünün ise kan dolaşımıyla nasıl ilişkili olduğunu gösterdim. Bunları düşündüğünüzde kendinize üçüncü ruh yetisi olan “duyumsama” (hissetme) ile durumun ne olduğunu sorabilirsiniz. Bu konuya şimdiye kadar değinmedik. Ancak bugün hissetme etkinliği üzerinde daha fazla durdukça, insan doğasının diğer iki yönüne – biliş ve iradeye – daha derinlemesine nüfuz edebileceğiz. (3) Ancak, başka bağlamlarda da belirttiğim gibi, ruhun üç yetisini – düşünme, hissetme, irade – pedagojik bir şekilde birbirinden ayırmamamız gerektiği konusunda net olmalıyız. Çünkü yaşayan ruhta bir etkinlik daima d...

Ders 4: Stuttgart/25 Ağustos 1919 (Steiner Öğretmen Seminerleri)

E ğer dün yarı-açık dersimde söylediklerimi hatırlıyorsanız, gelecekte öğretmenlerin irade ve duygu oluşturmaya özel bir değer vermesi gerektiğini anlayacaksınız. Dün, eğitimin yenilenmesi bağlamında düşünmeyenlerin bile irade ve duygu gelişiminin önemini vurguladığını söylemiştim. Ancak, tüm iyi niyetlerine rağmen, bu kişiler irade ve duyguyu geliştiren çok az şey başarıyorlar. İrade ve duygu giderek daha fazla rastlantıya bırakılıyor çünkü irade etmenin gerçek doğasına dair bir anlayış bulunmuyor. (2) Öncelikle belirtmek isterim ki, ancak iradeyi gerçekten anladığımızda, bizi harekete geçiren duyguların bir kısmını bile anlayabiliriz. Bu nedenle kendimize şu soruyu sorabiliriz: “Bir duygu aslında nedir?” Duygu, irade ile yakından ilişkilidir. İrade, ancak duygu etkin hale geldiğinde ortaya çıkar; duygu ise bastırılmış iradedir. Tam olarak ifade edemediğimiz ve ruhumuzda kalan irade kısmı duygudur; duygu, köreltilmiş iradedir. Bu yüzden, duygunun özünü ancak iradenin doğasına nüfuz et...

Ders 3: Stuttgart- 23 Ağustos 1919 (Öğretmen Seminerleri)

Okulda yaptıkları her şeyin ardında, modern öğretmenler kozmik yasaya dair kapsamlı bir görüşe sahip olmalıdır. Özellikle alt sınıflarda eğitim, öğretmenin ruhunun insanlığın en yüce idealleriyle bir ilişki içinde olmasını gerektirir; bu, açıktır. Eğitimin şu anki hastalıklı durumunun nedenlerinden biri, alt sınıf öğretmenlerini bir tür bağımlılık içinde tutmuş olmamızdır: onların çalışmalarını, üst sınıflardaki öğretmenlerin çalışmalarından daha az değerli görmüşüzdür. Amacım burada sosyal organizmanın kültürel faaliyeti konusunu genel olarak tartışmak değil. Ancak, gelecekte tüm öğretmenleri eşit görmek zorunda olduğumuzu belirtmeliyiz; halk da alt sınıf öğretmenlerinin, özellikle ruhsal karakterleri açısından, üst sınıf öğretmenleri kadar değerli olduklarını hissetmelidir. Bu nedenle, bugün alt sınıf öğretmenlerinin doğrudan çocuklarla kullanamasalar bile mutlaka bilmeleri gereken şeyleri ele aldığımızda bu, kimseye şaşırtıcı gelmemelidir. Ancak bu bilgiler, verimli bir öğretimin ar...