Kuzguncuk'ta bir dal buldum ona tutundum Can Yücel'in dediği gibi Waldorf Kuzguncuk'ta bahçesinde zeytin ağacı olan gölgesinde çocukların özgürce oynadığı bir imece evinde ete kemiğe büründü.
7 Eylül 2025 Pazar
GİZEMCİ KOZMOLOJİ- Rudolf Steiner
27 Ağustos 2025 Çarşamba
Masallar 8) Benjie ve Turp
Dönem: Ocak-Şubat
Bir varmış, bir yokmuş…
Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, Benjie adında bir çocuk yaşarmış. Benjie’nin dünyada en çok istediği şey, kış festivali için bir turp feneri yapmakmış.
Bunun için bahçeye turp tohumu ekmiş ve tohum için bir şarkı söylemiş:
Turp, turp, büyü benim için,
Büyüdüğünde fener yapacağım,
Kış festivali için.
Güneş ışıkları tohumu beslemiş, yağmur suları sulamış. Turp büyümüş, büyümüş, sonunda en büyük ve en tatlı turp olmuş. Gün gelmiş, Benjie turpu toplamaya karar vermiş. Bahçeye gidip turpun başını tutmuş, çekmiş, çekmiş ama turp yerinden kımıldamamış.
O sırada annesi gelmiş:
— Ne yapıyorsun Benjie?
— Turpu çekiyorum,
Anne, anne, çek benimle,
Çek son gücünle.
Annesi Benjie’yi tutmuş, Benjie turpu tutmuş, ikisi birlikte çekmişler. Ama turp yine çıkmamış.
Bu kez babası gelmiş:
— Ne yapıyorsun Benjie?
— Turpu çekiyorum,
Baba, baba, çek benimle,
Çek son gücünle.
Babası annesini, annesi Benjie’yi tutmuş, Benjie de turpu… Hep birlikte çekmişler ama turp kımıldamamış.
Bahçede dolaşan tavşan görmüş onları:
— Benjie, ne yapıyorsun?
— Turpu çekiyorum,
Tavşan, tavşan, çek benimle,
Çek son gücünle.
Tavşan babayı, baba anneyi, anne Benjie’yi, Benjie de turpu tutmuş. Hep beraber çekmişler, ama turp yine çıkmamış.
Bu kez bahçeden geçen küçük bir fare yaklaşmış:
— Hey Benjie, ne yapıyorsun?
— Turpu çekiyorum,
Fare, fare, çek benimle,
Çek son gücünle.
Fare biraz düşünmüş:
— Turpu çekmenin yolunu bilmiyor musun Benjie? Önce kök cücesine sormalısın.
Benjie’nin aklına hiç gelmemişti bu. Hemen toprağa eğilip seslenmiş:
Cüce, cüce, güzel kök cücesi,
Turp evini bana verir misin?
Kış için fener yapacağım,
İçine mum koyacağım.
Kök cücesi toprağın altından çıkmış:
— Ah Benjie, neden en başta söylemedin? Sabahtan beri turpu tutuyordum. Hem ben de turp fenerlerini çok severim.
Böyle deyip yeniden toprağa girmiş. Bunun üzerine fare tavşanı, tavşan babayı, baba anneyi, anne Benjie’yi, Benjie de turpu tutmuş. Hep birlikte çekmişler, çekmişler… Birden patt! Fare yere düşmüş, tavşan farenin üstüne, baba tavşanın üstüne, anne babanın üstüne, Benjie de annenin üstüne düşmüş.
Ama Benjie’nin elinde kocaman bir turp varmış! Hep birlikte gülmüşler, birbirlerinden özür dilemişler.
Benjie turpu oymuş, içine mum koymuş. Turp feneri kış gecesinde pırıl pırıl parlamış. Turpun ortasıyla da çorba yapıp hep birlikte içmişler.
Ve masal burada bitmiş.
Çeviri: HEALING STORIES for CHALLENGING BEHAVIOUR, Sayfa 196: Benjie and Turnip
Steiner- Stutgart Öğretmen Seminerleri- Ders 1
Ders 1: Stutgart / 21 Agustos 1919
Çalışmamızı yalnızca entelektüel ya da duygusal bir mesele olarak değil, en yüce anlamda, ahlaki-spiritüel bir görev olarak görmediğimiz sürece başarıya ulaşamayız. Bu yüzden bugün bu işe başlarken, etkinliğimiz ile ruhsal âlemler arasında baştan itibaren kurmak istediğimiz bağlantıyı düşünmemiz gerektiğini anlayacaksınız. Bu tür bir görevde, yalnızca yaşayan insanlarla fiziksel düzlemde çalışmadığımızın bilincinde olmalıyız.
Son yüzyıllarda çalışmaya dair bakış açısı öyle bir hâkimiyet kazandı ki, artık insanlar işleri sadece bu dünyasal yönüyle görür hale geldiler. Bu anlayış, öğretmenliği bugünkü hâline getirmiştir ve bizim önümüzdeki çalışma da bunu iyileştirmeyi amaçlamaktadır.
Bu nedenle, hazırlıklarımıza başlarken, öncelikle hizmetinde ve adına çalışacağımız spiritüel güçlerle olan bağlantımızı düşünerek başlamalıyız. Bu giriş sözlerini, hayal gücü, ilham ve sezgi ile yanımızda bulunan o güçlere bir tür dua olarak anlamanızı istiyorum.
Görevimizin önemini kavramak zorundayız. Bu okulun belirli bir görevle yüklendiğini bilerek bunu başarabiliriz. Düşüncelerimizi çok somut hâle getirmemiz gerekiyor; bu okulun kurulmasını sıradan bir olay değil, “Kozmik Düzen içinde bir tören” olarak görmeliyiz.
Bu anlamda, insanlığı acı ve ıstıraptan kurtarmakla görevli iyi ruh adına, insanlığı daha yüksek bir eğitsel gelişim düzeyine götürmekle görevli bu iyi ruh adına, sevgili dostumuz Bay Molt’a bu zamanda ve bu yerde insanlık gelişimi adına yaptığı şeyler için en içten teşekkürlerimi sunuyorum. Molt, bu işin artık ancak zayıflamış güçlerle yapılabileceğini bilerek hareket etti. Ancak, onunla birlikte görevin büyüklüğünü ve bu anın kozmik düzende bir bayram anı olduğunu hissediyorsak, aramızda gerekli güçle çalışabilecek. Çalışmamıza bu bilinçle başlamak istiyoruz.
Birbirimizi sıradan insanlar olarak değil, karma yoluyla bir araya gelmiş, sıradan bir şey değil de “Kozmik bir bayram anına” tanıklık eden insanlar olarak görmek istiyoruz.
Emil Molt: Eğer bu bayram anında birkaç söz söylememe izin verilirse, bu anı yaşayabildiğim için en içten şükranlarımı sunmak istiyorum. Bugün başladığımız bu büyük görevde, gücümün yettiği ölçüde hizmet etmeye söz veriyorum.
Dr. Steiner (devam): Pedagojik görevimiz hakkında konuşmalarımıza başlıyoruz. Bugün size bu konuyu tanıtmak istiyorum. Bu görev, daha önce insanlık tarafından benimsenen pedagojik yaklaşımlardan farklıdır. Bu fark, yeni bir eğitim yönü kurma kibirinden değil, ruhsal bilim sayesinde her insanlık döneminin kendine özgü görevleri olduğunun farkına varmamızdan kaynaklanmaktadır.
İçinde bulunduğumuz dönem 15. yüzyılın ortasında başlamıştır, ancak bu dönemin eğitimsel görevleri ancak şimdi, spiritüel temellerinden yükselerek bilinçli hale gelmektedir. Şimdiye kadar eğitimciler ellerinden gelenin en iyisini yapmış olsalar da, hâlâ bir önceki (dördüncü post-Atlantis) dönemin yöntemleriyle çalıştılar. Bizim görevimiz, bu döneme uygun bir yön belirlemektir.
Zamanların kendine has görevleri olduğunu anlamanızı istiyorum. Bu, çok temel bir farkındalıktır.
Çocukların Eğitimi Üzerine: Çocukları, yaşamlarının ilk dönemini ailelerinde (bazen ihmal edilerek) geçirmiş olarak teslim alacaksınız. Eğitim, bir insanın doğumundan önce geçirdiği spiritüel yaşamın bir devamıdır. Doğum, yalnızca fiziksel varoluşun başlangıcı değil, ruhsal gelişimin bir evresidir. Eğitim, yüce varlıkların doğumdan önce yaptığı çalışmaları devam ettirmektir.
Öğretmen, çocukta hâlâ uyumlanmamış olan “ruh-spiritüel varlık” ile “geçici beden” arasında uyum yaratmakla görevlidir.
Eğitimin İki Temel Görevi:
1. Doğru nefes almayı öğretmek: Solunum, insanın fiziksel dünyayla kurduğu en temel ilişkidir. Ancak çocuk doğduğunda bu solunum süreci henüz ruhsal sistemle tam uyum içinde değildir. Öğretmenin görevi, ruhsal alan ile sinir-duyusal sistem arasındaki uyumu sağlayacak bir nefes organizasyonu geliştirmektir.
2. Uyku ve uyanıklık ritmini eğitmek: Çocuklar dış dünyayı deneyimler, ancak bu deneyimleri uykuya taşıyamazlar. Uyku sırasında ruhun deneyimleri işleyip geri getirme süreci yetişkinlerde işlerken, çocuklar bunu henüz başaramaz. Eğitim, çocuklara bu geçişi öğretebilmelidir. Onların ruhsal alemden güç alabilmeleri için uyanıklık döneminde onlara sunulan deneyimlerin ruhsal düzleme taşınmasına yardımcı olunmalıdır.
Öğretmen Olmak: Yalnızca ne yaptığınız değil, kim olduğunuz da öğretmenliğin özüdür. Bir öğretmenin sınıfa getirdiği ruh hali, çocuklar üzerinde çok derin bir etki yaratır. Kendi varlığınızda ruhsal düşüncelerle donanmışsanız, bu çocuklara doğrudan yansır. Eğitime başlamadan önce öğretmen kendi kişiliğini, ruhunu bu büyük görevle uyum içinde hazırlamalıdır.
Eğer çocuklar sizi ilk başta alaya alırsa, bunu yağmur altında şemsiyesiz kalmak gibi kabul edin. Bu sadece yüzeysel bir olaydır. İçinizde taşıdığınız düşünce gücüyle sınıfla gerçek bir bağ kurabilirsiniz. Bu bağ sayesinde, öğretmen ile öğrenci arasında manevi bir ilişki doğar.
Katılımcıların Notları:
Caroline von Heydebrand: “Her birimizin arkasında, başımıza ellerini koymuş bir Melek durur. Bu Melek size gerekli gücü verir. Başınızın üstünde bir Başmelekler halkası vardır. Bu başmelekler, her birinizin diğerine vereceği şeyi taşır ve ruhlarınızı birbirine bağlar. Bu cesaretten bir kap oluşur. Zaman Ruhları, bu kaba bilgelik ışığından bir damla damlatır.”
Şekil 1: Melek, baş melekler halkası, zaman ruhları
Herbert Hahn: “Arkamızda melekler durur ve hayal gücümüzü uyandıran gücü aktarır. Başımızın üstünde dönen Başmelekler halkası cesaret kabını oluşturur. En yüksekte ise Zaman Ruhu’ndan gelen Işık’ın bir damlası bu kaba düşer. Bu, bize gereken sezgiyi kazandırmak isteyen Zaman Ruhunun armağanıdır.”
Walter Johannes Stein (Günlük Notu): “Kursun başlangıcı. Dr. Steiner tarafından saat 9:00’da açıldı.
• Güç – Melek
• Cesaret – Başmelek
• Işık – Archai (Zaman Ruhları)
Molt’a bu fikri veren iyi ruhlara teşekkür ediyoruz. Tanrılar, bu eylemin neye dönüşeceği konusunda bizimle çalışmaya devam edecek.”
12 Ağustos 2025 Salı
Rudolf Steiner ve Irkçılık
Antroposofi (antik Yunanca ἄνθρωπος ánthrōpos "insan" ve σοφία sophίa "bilgelik" kelimelerinden) Rudolf Steiner ( 1861–1925 ) tarafından kurulan ve dünya çapında temsil edilen manevi ve ezoterik bir dünya görüşüne verilen addır ve bununla ilişkili eğitim ve bilgi yoludur. Antroposofi, Alman İdealizmi, Goethe'nin dünya görüşü, Gnosis , [ 1 ] Hristiyan mistisizm , Uzak Doğu öğretileri ve Steiner'ın zamanının bilimsel bulgularının unsurlarını birleştirir. Antroposofik doktrinin ana kaynağı, Rudolf Steiner'ın kendi ifadelerine göre, " durugörü organları " yardımıyla kendisi için var olan manevi bir dünyayı araştırmasından elde ettiği okült " gizli bilim"dir. [ 2 ] .
Aşağıda Rudolf Steiner’in ırk ve Yahudilik konularına dair doğrudan metinlerinden bazı alıntılar, ardından da bilimsel değerlendirme ve kaynak önerileri bulacaksın.
📚 1. Steiner’in Metinlerinden Doğrudan Alıntılar
🧬 Irklar Üzerine:
"The white race is the race of the future, the bearer of the progressive soul. The black race is the race of the present; it is intensely connected with the life of the senses. The yellow race is the race of the past, the race of wisdom, but with little creative power."
— Rudolf Steiner, lecture in Berlin, 3 March 1909, GA 107
Türkçesi:
"Beyaz ırk geleceğin ırkıdır, gelişen ruhun taşıyıcısıdır. Siyah ırk şimdinin ırkıdır; duyusal yaşamla yoğun bir bağ içindedir. Sarı ırk geçmişin ırkıdır, bilgelik ırkı, fakat yaratıcı gücü azdır."
🟠 Bu alıntı, Steiner'in döneminde yaygın olan ırkların ruhsal evrimde aşamalar oluşturduğu fikrini benimsediğini gösterir. Bugün bu ifade açık biçimde ırkçıdır.
✡️ Yahudilik Üzerine:
"The Jew... continues to be Jew because he does not want to merge with the other peoples. He wants to remain in his closed community, and thus he excludes himself from the evolution which all other peoples undergo."
— Rudolf Steiner, "Vom Leben des Menschen und der Erde", 1923, GA 349
Türkçesi:
"Yahudi... diğer halklarla kaynaşmak istemediği için Yahudi kalmaya devam eder. Kapanmış topluluğunda kalmak ister, bu yüzden diğer halkların yaşadığı evrimden kendini dışlamış olur."
🟠 Burada açıkça bir “asimilasyon” talebi olduğu görülür. Bu da asimilasyoncu antisemitizmin bir örneğidir: Yahudiliği “uyum sağlamayan, gelişime ayak uydurmayan” bir unsur olarak gösterir.
🧪 2. Bilimsel Değerlendirmeler ve Kaynaklar
🔹 Helmut Zander – Anthroposophie in Deutschland (2007)
-
İki ciltlik bu kapsamlı çalışma, Steiner’in antropozofi sisteminin tarihsel ve ideolojik temellerini inceler.
-
Zander, Steiner’in sisteminde ırk kavramının merkezi bir rol oynadığını, ancak bu kavramın zamanla Waldorf pratiğinde bastırıldığını gösterir.
🔹 Peter Staudenmaier – Between Occultism and Nazism: Anthroposophy and the Politics of Race in the Fascist Era (2014)
-
Staudenmaier, Steiner’in yazılarında ve antroposofik hareket içinde yer alan bazı kişilerin Nazi döneminde ırkçı düşüncelere nasıl yaklaştığını araştırır.
-
Steiner’in bazı düşüncelerinin Nazi ırk teorileriyle örtüştüğünü, bazılarınınsa bu teoriyle çeliştiğini söyler.
-
Kitap, hem Steiner’in fikirlerindeki çelişkilere hem de sonraki dönem antroposofların bu fikirlerle nasıl hesaplaştığına dair derinlikli bir kaynaktır.
🔹 The Waldorf Critics Website – waldorfcritics.org
-
Eleştirel bakış açısıyla Waldorf eğitimi ve Steiner'in fikirlerini belgelerle analiz eden bir platformdur.
-
Steiner'in ırk, evrim, çocuk eğitimi ve ruhlar alemi üzerine sözlerinin arşivlendiği bölümler bulunur.
🔹 Erziehung zur Menschlichkeit? (2005) – Almanya’da Waldorf pedagojisinin ırk konusundaki tartışmalarına dair broşür.
-
Almanya’daki Waldorf okullarının birliğine bağlı pedagojik yayınlarda Steiner’in bu tür ifadelerle pedagojik uygulamaların ilişkilendirilmediği ifade edilir.
-
2007’de Bund der Freien Waldorfschulen resmî olarak ırkçı söylemlerden uzaklaştığını açıklamıştır.
🧭 Değerlendirme
-
Steiner'in ırklar üzerine söyledikleri bugünün standartlarına göre ırkçıdır.
-
Yahudilikle ilgili ifadeleri de asimilasyoncu ve dışlayıcı bulunmuştur.
-
Ancak antroposofi sisteminde bu görüşlerin mistik/ruhsal evrim anlayışına oturtulmaya çalışıldığı, yani biyolojik değil spiritüel bir ırk hiyerarşisi olduğu savunulmuştur.
-
Günümüzde Waldorf okulları bu görüşleri açıkça reddetmekte ve pedagojik yaklaşımlarında kullanmamaktadır.
Aşağıda Rudolf Steiner’in ırkçı ve antisemitik öğretileri üzerine yapılan analizlerden iki önemli kaynağın özetlerini bulacaksın: tarihçi Peter Staudenmaier’ın çalışması ile Helmut Zander’ın değerlendirmeleri. Her iki kaynak da, Steiner’in söylemlerinin dönemi ve etkilerine dair kapsamlı bir bakış sunuyor.
1. Peter Staudenmaier – Between Occultism and Nazism
Peter Staudenmaier, “Spiritualism ve Nasyonal Sosyalizmin Kesişiminde” adlı kitabında, Rudolf Steiner'in antroposofik hareketinin Nazi dönemindeki etkileşimini ve ırk politikalarıyla olan ilişkisini inceliyor. Aşağıdaki başlıklar özellikle dikkat çekiyor:
-
Nazi hükûmetinin Waldorf okulları, biyodinamik tarım ve diğer antroposofik girişimleri zaman zaman desteklediği, bazen de okkult eğilimlerden ötürü baskı uyguladığı.
-
Antroposof hareketin Nazi ideolojisiyle bazı ideolojik örtüşmelerinin olduğu; bununla birlikte Doğu Avrupa’daki faşist rejimlerle (İtalya’da) antroposofların nasıl etkileşime girdiği kapsamlı arşiv analizleriyle ortaya konulmuş durumda e-PublicationsBrill.
-
Kitap, hem Almanya hem de İtalya bağlamında, antroposofizmin faşizmle olan karmaşık ilişkisini değerlendirerek, ideolojik benzerliklere ve politik tutumlara odaklanıyor e-PublicationsBrill.
-
Akademik çevrelerde Staudenmaier’ın eseri, karmaşık konuları sadeleştirmeden ele alması nedeniyle övgüyle karşılanmış: “Bilgi, din ve politika kesişiminde ilgilenen herkes için bir bilgi hazinesi” olarak tanımlanmıştır
2. Helmut Zander – Anthroposophie in Deutschland
Helmut Zander, Steiner’in fikir sisteminin tarihsel ve ideolojik temellerini incelerek şu tespitleri sunuyor:
-
Steiner, 1900’lerin başında Wurzelrassen (kök ırklar) teorisini geliştirmiş; bu çerçevede beyaz ırkı ruhsal olarak üstün ve geleceğin taşıyıcısı, Afrika’daki siyah ırkı geri ve “dejenerasyon” kelimeleriyle tanımlamıştır Wikipedia+1.
-
Zander, bu fikirlerin sadece bireysel ifadeler olmadığını, Steiner’in bütün evrim anlayışının temellerinden biri olduğunu vurguluyor hpd.deDeutschlandfunk.
-
Ayrıca, Steiner’in evrim teorisi ile iç içe geçmiş ırk söylemlerinin, onun dünya görüşünün ayrılmaz bir parçası olduğuna dikkat çekiliyor southerncrossreview.orgWikipedia.
-
Zander, bu tür ifadelerin basit bir “geçmiş hatası” olmadığını, bugüne kadar teorinin yapısında yer aldığını ve eleştirinin sistemin kendisine yönelmesi gerektiğini belirtiyor Deutschlandfunkhpd.de.
3. Karşılaştırma Tablosu
Analizci | Ana Odak Noktası | Öne Çıkan Sonuçlar |
---|---|---|
Staudenmaier | Antroposofi – Nazi dönemi etkileşimi | Antroposofik grupların Faşist dönemle politik ve ideolojik açılarda çelişkili ilişki içinde olduğu; Nazi desteği ve baskısı arasındaki gerilimin analiz edilmesi |
Zander | Steiner’in ırk teorilerinin evrimsel sistem içindeki yeri | Steiner’in ırk odaklı söylemlerinin sistematik olduğu; bu söylemlerin aradan yıllar geçse de pedagojide hâlâ geçmişten kalan yapılar olduğu |
Sonuç:
Steiner’in ırk ve Yahudilik konusundaki ifadeleri, yalnızca bireysel ya da bağlamsız sözler değil; evrimsel ve kozmik modeline entegre olmuş temel unsurlardı. Staudenmaier, bu temellerin politik dünyada nasıl yankı bulduğunu analiz ederken; Zander, bu öğretilerin antroposofinin iç mantığında ne kadar derin yer tuttuğunu öne çıkarıyor. Aralarındaki fark, biri politik-sosyal bağlamı; diğeri ideolojik-teorik yapıyı ön plana alıyor.