13 Aralık 2022 Salı

Masal 3: KÖK ÇOCUKLAR

Toprağın altında, yeraltının  derinliklerinde ağaçların kökleri arasında küçük kök çocuklar bütün kış boyunca derin bir uykudaydılar. Ne ısırıcı rüzgarı ne soğuğu ne de keskin kar fırtınalarını hiç hissetmeden, sıcacık yuvalarında oyunları rüyalarında gördüler. Ah ne de harika rüyalardı onlar!

Kış sona erip de güneş karları eritmeye başladığında Toprak Ana onları tekrar uyandırmak için mumuyla birlikte çıkageldi.

‘Çocuklar uyanın.’ dedi o yumuşacık sesiyle. 

‘Artık kalkma zamanı! Yeterince uyudunuz. Bahar geliyor ve yapılacak işler var. Size iğne, iplik makas ve kumaş parçaları getirdim. Böylece her biriniz kendinize yeni giysiler yapabilirsiniz. Uyanın! Hazır olduğunuzda, yeryüzüne giden kapıların kilidini açacağım.’

Çocuklar esneyip gerindikten sonra neşeyle ayağa fırladılar. Yaşasın, bahar geliyor! Toprak Ana’nın sepetinde güzel renkli kumaş parçaları vardı. Kök çocukların her biri bir elbise yapmak için kendi rengini seçti. Nergis parlak sarı renkli bir kumaş seçti, yaban gülü hafif bir pembe ve gelincik de parlak turuncu bir kumaş seçti. Sonra keyifli bir çember içinde oturdular ve harıl harıl çalışmaya başladılar. Her şeyi tam tamına uyana kadar kestiler diktiler ve ütülediler; çalışırken de bir yandan bildikleri bütün bahar şarkılarını söylediler.

Bahar geliyor, bahar geliyor, çiçekler de geliyor, gelincikler, gül ve nergisler hepsi uyanıyor! 

Baharı müjdeliyor.

Yeni elbiselerini bitirir bitirmez uzun bir sıra halinde Toprak Ana’ya gittiler. Kök çocukları bu kadar çabuk karşısında gören Toprak Ana şaşkınlıkla gözlüklerinin üzerinden onlara baktı.

‘Evet evet ne kadar da hızlısınız!’ diye heyecanla seslendi ‘ve hepsi de ne kadar güzel görünüyor!’

Yeryüzünün üzerinde, ılık güneşin etkisiyle ağaçların taze yeşil yaprakları kendilerini göstermeye başlamıştı bile. Sonunda bahar gerçekten gelmişti! Toprak Ana kapıyı açtı. Sonra o güzel bahar güneşi altında kök çocuklar bir alay halinde yerden yukarı çıktılar ve ellerindeki çiçekten ve çimenden asalarla yeryüzünü rengarenk donattılar.

Parlak güneş gökyüzündeki tahtından içinde uyuyan tohumların yattığı yeryüzüne baktı.

Ve kendi kendine ‘Çiçek bebeklerin uyanıp oynama zamanı geldi.’ diye düşündü.

Altın ışınlarıyla tüm çiçek ailelerinin kapısını çaldı

‘Uyanın uyanın!’ diye neşeyle kıkırdadı

‘Uyanıp yeryüzünü boyama zamanı!’

İlk önce kardelenler uyandı

Sonra da çiğdem ve güller

Nergis, menekşe ve her türlü gelincikler

Parlak güneşin altında esneyip gerindiler

Evet, baharı neşeyle donattı bütün çiçekler..


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder